Alp, ”Çünkü biz koyu renk takım elbiseli, tayyörlü, şık, genelde ağır oturaklı sözler eden insanlarız. Ama bankacılık bu. Paranızı emanet ettiğiniz insana güvenmek durumundasınız. Bu korkulacak bir şey değil. Bir nevi meslek kıyafeti bizim için” dedi.
İnsan Kaynakları Zirvesi sırasında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Alp, bir bankanın en temel varlığının insan olduğunu ve dönüşümü de ancak ellerindeki insan kaynağıyla başarabileceklerini kaydetti.
Alp, bu nedenle insana yatırımlarını artırdıklarını ve bunun, kurumun rakamlarına da olumlu olarak yansıdığını söyledi. Bu yıl 17’ncisi düzenlenen ve ”Dönüşüm Zamanı! Yenilenmeye ve Büyümeye Hazır mısınız?” temasıyla gerçekleştirilen İnsan Kaynakları Zirvesi’nin ana sponsorlarından olduklarını belirten Alp, Finansbank olarak ”dönüşüm” konusunu 1,5 sene önce konuşmaya başladıklarını, dönüşüm sürecine çalışanların da mutlaka dahil edilmesi gerektiğini anlattı.
Hakan Alp, sözlerini şöyle sürdürdü:
”Yapmaya çalıştığımız şey, her bir çalışanımıza şu mesajı vermek: ‘Arkadaşlar hepiniz, aynaya baktığınızda aslında o gelişime ve yıldız olmaya aday kişiyi görüyorsunuz’. Bizim için tüm çalışanlarımız aynı konumda. Bütün adımlarımızı belirli bir amaç doğrultusunda atmaya çalışıyoruz ve seçilmiş bir grup çalışanımıza değil, bütün çalışanlarımıza bir yetenek olarak bakıyoruz. Bütün çalışanlarımızın gelişimini sağladığımız noktada kurumsal başarıyı yakalayacağımıza inanıyoruz.”
-”Kariyer toplantılarında bankacı olmak isteyenlerin sayısını en az iki katına çıkarıyoruz”-
Bu çerçevede çalışan sirkülasyonu oranının sektörden daha düşük olduğunu söyleyen Alp, işe alımlarda yüzde 80 oranında yeni mezunları tercih ettiklerini belirtti.
Alp, ”Üniversite öğrencilerinin çoğu bankacılık mesleğinden çekiniyor. Çünkü biz koyu renk takım elbiseli, tayyörlü, şık, genelde ağır oturaklı sözler eden insanlarız. Ama bankacılık bu. Paranızı emanet ettiğiniz insana güvenmek durumundasınız. Bu korkulacak bir şey değil. Bir nevi meslek kıyafeti bizim için” şeklinde konuştu.
Alp, üniversitelere yönelik çalışmalarında çocukların içinde yaşayarak onları anlamaya çalıştıklarını ifade ederek, 2011 itibariyle üniversiteliler arasında en çok tercih edilen üçüncü banka olduklarını söyledi.
Kariyer günlerinde ağırlıklı olarak bankalarını anlatmak yerine Türkiye’yi, sektörü, geleceği, gençlerin korkularını ele almaya çalıştıklarını aktaran Alp, ”300 kişilik bir salona ilk girdiğimizde ‘Kaç kişi bankacı olmak istiyor?’ diye soruyoruz. 40-50 kişi el kaldırıyor. Bittikten sonra bir daha soruyoruz. Şimdiye kadar iki katından aşağı bir oran yakalamadık” dedi.