Batman’dan Çılgın Eğitim Projesi

Batman’da görev yapan dertli bir öğretmen,eğitim ile ilgili yep yeni çılgın bir proje sundu.GOKAM Adlı proje geliştirildi.

Pojenin amacının “Türkiye genelindeki tüm il ve ilçelerde perakende sürüp giden okul sistemini toplu okul sistemine dönüştürmek ve bu sayede eğitimi tek elden toplu ve daha prezantabl idare etmek” diyen Bestami Öğretmen, Türk eğitim sistemi için önemli bir projeye imza attı.

Bestami öğretmenin projesinin adı GOKAM. İşte Genel Okul Kampüsü (GOKAM)projesinin detayları..

Türkiye genelindeki tüm il ve ilçelerde perakende sürüp giden okul sistemini toplu okul sistemine dönüştürmek ve bu sayede eğitimi tek elden toplu ve daha prezantabl idare etmek. Bu sayede öğrencilerin daha sosyal, daha donanımlı ve daha güvenilir ortamda ve birçok açıdan daha olumlu özelliklere sahip okul ortamında gelişimini sağlamak. Bu projenin içinde birçok aksaklığı, pürüzü kökten giderecek çözüm sunuları var. Okulu, öğrencinin, “okuldan bir an önce gidelim.” demeyeceği sosyal bir yaşam merkezine dönüştürmek. Aynı zamanda bu okulları olağanüstü zamanlarda kullanılabilecek sığınma evleri olarak tasarlamak. Eski usullerle süregelen eğitim durumunu son dönem geliştirilen eğitim felsefelerine göre uyarlamak, ezberci eğitim sisteminden analitik ve sosyal yönü ağır eğitim durumunu oluşturmaya çalışmak. Ancak bu projenin uygulanması belki on yılları alabilir ama eğitim sistemi sağlam ve müsellem dayanağa oturtulmuş olacaktır.

PROJENİN AMACI

Eğitim tüm dünyada büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bunun çareleri muvakkaten bulunsa da genel-geçer bir çaresi bulunamamıştır. Bunun sebepleri arasında devamlı değişen ve gelişen dünya normları, hızla nanolaşmaya giden teknolojik ivme, insan zekâsının tahmin edilemeyen ölçüde (geriye ve ileriye) değişim yaşaması, Türkiye’nin değişken coğrafi ve kültürel farklılıkları ve bu farklılıkların tek merkezde toplanmaya çalışılması, tektip anlayışının genelleştirilmeye çalışılması, bunun da gelişme farklılıklarının dikkate alınmamasından dolayı eğitim-öğretmen-öğrenci çatışmasının doğması ve bu çatışmadan kaynaklı Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak bir istihdam profilinin geliştirilememesi eğitimin zayiatları olarak “TÜRKİYE EĞİTİM SKALASINI” daraltmaktadır. Bu daralım “Türk Eğitim Sistemini” gittikçe hantallaştırmaktadır.

PROJE: GENEL OKUL KAMPÜSÜ (GOKAM)

Proje, uzun vadeli bir yapılanmayı gerektirmektedir. Proje, çok boyutludur. Lev Vigotsky, insanı BİYO-PSİKO-SOSYO-KÜLTÜREL bir varlık olarak tanımlamaktadır. Bu tanımlama bize yapılacak her girişimin tek boyutlu olması dâhilinde akim kalacağı imgelemini uyandırmaktadır. Dolayısıyla bizlerde girişimlerimizin sağlam temellere oturtulması için insan yapısının çoğul mekanizmasını ana-referans almak durumundayız.

GOKAM’IN YAPISI

Şehir merkezlerinin dışında yer alır. Üniversite gibi dev bir alana oturtulmuş, şehrin ihtiyacı nispetinde stratejiler belirleyerek uygun yerlere GOKAM’lar konuşlandırılır. Üniversite gibi dev bir alana oturtulmuş, şehrin ihtiyacı nispetinde stratejiler belirleyerek uygun yerlere GOKAM’lar konuşlandırılır. GOKAM’lar birer “yaşam merkezleri” olarak hayatın tüm rutinlerini içinde barındırır. Sağlık merkezi, emniyet birimi, market, sosyal tesisler bulunur. Meslek tanıtma büroları vardır. Üniversiteden daha kapsamlıdır. Anaokulu, ilköğretim 1. kademe, ilköğretim 2. kademe ve lise bloklarla birbirinden ayrıştırılmıştır. Anaokulu yaşları 5, 6 şeklinde olmalıdır. Daha küçük yaştaki çocuklar için kreşler olmalıdır. İlköğretim 1.kademe 1-2-3-4, ilköğretim 2. kademe 5-6-7-8 şeklinde değiştirilmelidir. Her bir bloğun ihtiyaçları belirlenmiştir.

Üniversiteden daha kapsamlıdır. Anaokulu, ilköğretim 1. kademe, ilköğretim 2. kademe ve lise bloklarla birbirinden ayrıştırılmıştır. Her bir bloğun ihtiyaçları belirlenmiştir. GOKAM’ı rektör gibi bir genel müdür idare etmektedir. Her bir bloğu müdür idare eder. Bloklardaki katları ise müdür yardımcıları idare eder. Her katta rehber ve psikolojik danışmanlar görevlendirilir. Sınıflar amfi şeklinde yapılabilir. Her sınıftaki öğrenci sayısı standart hale getirilir. Deney sınıfları vardır ve deneyleri yapanlar özel deney uzmanları öğretmenlerdir.

PROJENİN AYAKLARI:

A) Okul binalarını lağvedip il veya ilçe merkezlerinin büyüklüğünü (il, ilçe, köy, mezra) baz alarak Türkiye genelinde “GENEL OKUL KAMPÜSLERİ” oluşturmak. MİSALEN; Hatay 1.400.000 nüfusa sahip bir il. Hatay’ı bölgesel ve yerel bazda kısımlara ayırmak ve büyük okul kampüslerini ortalama nüfus zaviyesinde ağırlıklandırmak. Hatay’ın ilçeleri genelde büyük olduğu için ilçenin her birine bir “GENEL OKUL KAMPÜSÜ” oturtulur. İl merkezinin(kırsal kesimi de dahil) veya ilçe merkezinin(kırsal kesimi de dahil) büyüklüğü nispetinde 2 veya 3’de olabilir.

Türkiye’de zaten taşımalı eğitim var. Okullara taşımalı eğitim yapılır. Lağvedilen okulları devlet satışa çıkarır veya kendisi başka devlet kurumlarına evirebilir. Türkiye’de birçok okul binası şehir merkezlerinin tam orta yerinde bulunmaktadır ve Türkiye geneli tüm okullar bahçeleriyle beraber satışa çıkarıldığı anda yapılacak “GOKAM”ı amorti edecektir. Ekonomik hesaplaması yapılabilir.

“GOKAM”, üniversite yapılanmasına benzer bir sistemdir. Rektör benzeri okulun genel müdürü vardır. Her binanın ve her seviyede okul kademesinin(Anaokulu, ilköğretim, lise) büyüklüğüne göre müdür ya da müdür yardımcısı mevcuttur. Okul tek merkezden yürütülmektedir. Rehberlik ve Sağlık Uzmanları okulda her an faaldir. Okul hayatın gerektirdiği tüm sektörlere sahip olacaktır. Tepeden tırnağa tam bir hiyerarşi ve denetim vardır. Bu denetim mekanizması müfettişlerin teftişleriyle sıkılaşacak ve “okul çalışma disiplini” kendiliğinden gelişecektir.

FAYDASI:

1) Mezra-köy ve kent bileşeni içinde öğrenci eşit-sosyal ortam içinde ufku daha gelişkin bir yapıya sahip olacaktır. Yani köydeki asosyal ortamdan kurtulan köylü çocuklar, kentli çocuklarla yeni bir bileşen oluşturacak ve bu karışımdan oluşan yeni öğrenci bileşkesi teknolojik-kültürel-sosyal bağlamda birbirinden etkilenecektir. Bu etkilenim tahmin edilemeyecek çağrışımları da beraberinde getirecektir.

2) Kırsal kesimlere müdür, müdür yardımcısı, sınıf öğretmeni, branş öğretmeni ve yardımcı personel göndermek oldukça zordur. Kırsal kesimdeki bu yetersizlik öğrenciler arası eşitsizliği doğurmakta ve devlet eliyle bu eşitsizliğe göz yumulmaktadır. Kırsal kesimin bu yetersizliği orada öğretmen tutmada, öğrenciye verimli olabilecek potansiyelin geliştirilmesinde yetersiz olabileceği gibi kırsal kesimin sessizliği eğitimde de olağanaltı bir söngünlüğü, çekingenliği de beraberinde getirecektir. Projenin gerçekleşmesi durumunda bu adaletsiz durum ortadan kalkacak; yetersizliğe bağlanan eğitim zayiatı da doğrudan ortadan kalkacaktır. Denetlenemeyen kırsal kesim ortadan kalkacak ve istihdam sektörüne uzun vadede pozitif yansıyacaktır.

3) Bir taşla iki kuş vurmak deyimi zaviyesinde daha az müdür, müdür yardımcısı, öğretmen ve yardımcı personelle daha kaliteli ve ayakları yere basan ve öngörülebilir, sürekli denetlenebilen bir eğitim anlayışını doğuracaktır. Sınıflardaki öğrenci sayısı birbirine müsavi olacağı için eşit hak gözetilmiş olacaktır. Türkiye genelinde bir sürü okul ek binası, ek derslik, tamirat-tadilat ve benzer harcamalar devlet ekonomisini oldukça yormaktadır. Bir defaya mahsus yapılacak uzun vadeli “GOKAM” son teknolojiyle donatılacağı için devlet ekonomisini de rahatlatacaktır. Aynı zamanda öğretmenler bu yetersizlikleri birer kalkan olarak kullanmakta, yetersizlikleri bahanelerle savunma psikolojileri oluşturuluyor. Dolayısıyla “dersime girer, elimdeki kitapla iktifa ederim” anlayışı genel hakim düşünce oluyor.

4) “GOKAM” hem prezantabl hem de daha denetlenebilir olduğu için teknolojinin kullanımına daha müsaittir. Bu sayede kırsal-kentsel eşitlik de sağlanmış olacaktır. Aynı zamanda öğretmenler de yoğun sosyal ortamda bir iç dinamizm yakalayabilecek, pragmatik tutumlar artacaktır.

5) Her gün okul taşıtlarıyla okula gelen öğrenciler, taşıt arkadaşlığı bağlamında sosyalliği daha geliştirecek, okulda bunu daha da pekiştirecektir. Sosyalliği çocuk yaşta geliştiren bir çocuk ileri yaşlarda globalleşen dünyaya ayak diremeden hızla ayak uyduracak; taşıt sosyolojisini dünya sosyolojisine çevirebilecektir. Paylaşmayı öğrenecek, sosyal hayatı çocuk yaşlarda öğrenecek ve akılsal diyalektik bağlamında nice keşiflere kapı aralayacaktır.

B) 2005 yılında yapılandırmacı eğitime geçiş yapıldı. Fakat bu, eğitime bir türlü yansıtılamadı. Bunun baş nedeni de perakende eğitim anlayışı idi; yani denetimden uzak, birilerinin vicdanına bırakılan eğitim anlayışı sayesindendi. Aynı zamanda “al gülüm, ver gülüm” idareci-öğretmen ilişkisi sayesinde öğretmenlerin idaresinde sıkıntılar yaşanıyor, öğrenciye temel eğitim-öğretim politikası bile yansımıyor. Ayrıca yapılandırmacı eğitim bazı noktalar itibarıyla eksiktir. Bu eksiklik GOKAM’larda tamamlanabilir. Yani bireysel eğitim değil, sosyal eğitim politikası sayesinde bu tür sıkıntıları aşabileceğimizi düşünüyorum.

C) Eğitim araç-gereçleri okullarda oldukça azdır. Yapılandırmacı eğitim anlayışı, araç-gereç varlığını zorunlu kılar. Kaynak kitaplar, öğrencilerin ihtiyaçlarından oldukça uzak olduğu gibi ileride yapılan sınavlarla çelişki göstermektedir. Bu çelişki ücret mukabilinde dershanecilik ve TUTOR destekli eğitim sektörünü(Özel ders ve öğretmen) doğurmaktadır. Parası olanın faydalandığı bu eğitimin rağmına oluşan sektör fırsat ve eşitlik ilkesiyle çelişmektedir. Türk Milli Eğitiminin değişmez ilkelerinden olan çoğu ilkeye de ters bir eğitim yapılanmamız vardır. Bu zait yapıyı ancak kırsal-kentsel bileşkede eritebiliriz. Öyle ki hükümetin yaptığı çok iyi niyetli projelerden biri olan “bilişim teknolojileri sınıflarının” dağınık bir görünüm serdetmesi de bu bağlamda değerlendirilebilir. Bu iyi niyetli projeye devletin çok miktarda parası gitmiştir ve hedeflenen ufuk yakalanamamıştır. Aynı zamanda “FATİH” projesinin de bu okulculuk sistemiyle akamete uğrayacağından hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Çünkü denetimsiz okullara gönderilecek teknoloji aygıtları partallaştırılmaya müsaittir. Ve “FATİH” projesi derhal durdurulmalıdır. Ya tutarsa! anlayışından da derhal vazgeçilmelidir ki tutmaz. Bunun yerine “GOKAM” projesi gündeme alınmalı ve ardından “FATİH” projesine geçilmelidir. İşte o zaman “FATİH” projesi büyük bir çığır açacaktır.

D) Müfredat baştan yapılandırılmalı, teknoloji çağına uygun dersler konulmalı, tabiat, parapsikoloji, ekonomi, muhasebe, din, sağlık, siyaset, eğitim, milli savunma, istihbarat, astronomi, güncel dünya sorunları… gibi temel dersler oluşturulmalı, var olanlar da yeniden yapılandırılmalıdır.

E) Öğretmenlerde 55 yaşından sonra geri hizmete alınmalı ve ihtiyaca göre Zümre Öğretmenler Kurulunda ve Şube Öğretmenler Kurulunda görevlendirilmelidir. Aynı zamanda stajyer öğretmenlerin eğitiminde görevlendirilebilir. Çağa ayak uyduramayan öğretmenlere 55 yaşından sonra derecesine göre emekli olma şansı verilmeli, istihdam meşguliyeti önlenmelidir.

F) GOKAM’lar birbiriyle iletişim halinde olmalı, eğitsel rekabet il içi ve iller arası işe koşulmalıdır.

G) Rehberlik her boyutta işe koşulmalı; sağlık rehberliğinde bölgede bulunan hastane hekimlerinden, mesleki rehberlik boyutunda mesleki birlik ve odalardan destek sağlanmalıdır.

H) Harward Üniversitesi Profesörlerinden Howard Gardner’in “çoklu zeka kuramı” uygulanmalıdır. Gardner diyor ki; Her insanın en az 1 tane başarılı olabileceği alan vardır. Çağa ve ihtiyaca uygun yeni boyutlar eklenerek öğrenciler başarılı olacağı alanlara refere edilmelidir. Anaokulundan itibaren bu refere sistemli bir şekilde uygulanmalıdır. Liseler, çoklu zeka kuramında belirlenen alt pozisyonlarda ayrımlanmalıdır. Sayısal Liseler, Sözel Liseler, Spor Liseleri, Müzik Liseleri, Endüstri Liseleri, Sağlık Liseleri, Ekonomi Liseleri, Psikoloji ve Felsefe Liseleri, Teknoloji Liseleri, Astronomi Liseleri, Askeri Liseler, Tabiat Liseleri … gibi bölümler yöresel şartlara ve ülkemizin ve dünyanın ihtiyaçlarına bağlı olarak belirlenmeli ve dizayn edilmelidir. Bu bölünme kısmi olarak ilköğretim ikinci kademede başlamalıdır.

İ) Liselerde derslerin işleniş biçimleri daha da genişletilmelidir. Yani müzik dersinde farklı ülkelerin müzikleri de öğretilmeli, resim dersinde dünyanın önde gelen ressamlarından örnekler verilmeli, edebiyat dersinde dünyanın en iyi edebiyatçıları da tanıtılmalı, tarihimizdeki edebiyatçıların yanı sıra yaşayan edebiyatçılar da bu derse malzeme yapılmalı, öğrencileri denemeler, makaleler yazmaya yönlendirilmeli, matematik dersinde matematiğin tarihsel gelişimi de matematiksel teoremlerin ispatlanması da işlenmelidir. Beden Eğitimi yahut spor derslerinde dünya futbol, basketbol, tenis, voleybol, … gibi alanlar da örneklendirilmelidir. Böylece öğrenciye geniş ufuk kazandırılmalıdır. Öğrencilerin küresel çapta geniş düşünmeleri sağlanmalıdır.

J) Son zamanlarda geliştirilen faydalı eğitim jargonları sistematik bir şekilde öğrenciye tesahup ettirilmelidir. Mesela; öğrenmeyi öğrenmek, yaşam boyu öğrenme, öğrenirken düşünme davranış haline getirilmeye çalışılmalıdır.

K) Ara kazanımları seviye gruplarına göre sistemleştirerek kazanımı üst boyutlara taşıyacak hale getirmeliyiz. Toplumsal gelenek-göreneklerimizi, ırksal ve bölgesel farklılıklarımızın zenginliğimizin işareti olduğunu vurgulayan, yıllardır ülkemiz üzerinde oynanmaya çalışılan hassas meselelerin asıl membaını öğrenciye kavratacak ara kazanımlara yer vermeliyiz.

L) Türk dili doktrini çalıştayı oluşturup öğrenci seviyesine göre kelime hazinesini arttırıcı, dilimizin zenginliğini öğretici, lehçesel zenginliğimizi kavratıcı genel hedefler belirlenmelidir. Dili doğru kullanma kazanımları belirlenmeli, diksiyon kazanımları oluşturulmalıdır.

M) Eğitim sonunda yeteneksel beceri gerektiren bölümlerde istihdam sorunlarını tam ve doğru çözümleyici, düşünsel beceri gerektiren bölümlerde ise nitelikli bir entelektüel hedef olmalıdır. Hedefler yakın, genel ve uzak hedefler şeklinde hiyerarşiye edilmelidir.

N) GOKAM’larda taşımalı eğitim olmalı, taşımalı eğitim saatleri ile memurların, işçilerin ve yol durumunun sakin olduğu bir saate ayarlanmalı, mümkün mertebede sabah 7:30’da tüm servisler öğrencileri evinden almış, yolda gidiyor olmalı. 8:00’dan sonrasına işçiler, memurlara izin verilmelidir. Yani yol durumu okul saatleri ile diğer saatler diye ayırmalı, servisler yoldayken yola çıkmanın mümkün olmadığı bir durum oluşturmak gerekir.

O) Stajyer öğretmenlerin eğitimleri yeniden düzenlenmeli, GOKAM’larda aylık zümre öğretmenler kurulu oluşturup “EĞİTİM STRATEJİLERİ” üzerine öğretmen platformları oluşturulmalı.

P) Ders müfredat içerikleri biraz daha yapılandırılıp somut projeler üzerinde çalışılmalı. Mesela okudukları hikayelere benzer hikayeler yazdırılmalı, okul gazeteleri çıkarılmalı, internet platformları oluşturulmalı, öğrencilerin birbiriyle interaktif olmaları sağlanmalı, tam bir öğrenci entegrasyonu için çalışmalar yapılmalıdır.

Q) Öğrenciler gün boyu eğitim-öğretim görmeli, akşama ödevler çoğunlukla verilmemelidir. 8 saat eğitim verilmelidir.

R) Not alma teknikleri, bilgisayarı ve interneti etkin ve güvenli kullanma, hızlı okuma teknikleri, ders çalışma teknikleri gibi bilişsel ve psikomotor beceriler “teknik eğitim” adlı bir dersin içerikleri olarak işlenmelidir.

S) Cumartesi günleri öğleye kadar etüt dersleri yapılmalı,

T) Somut yaşantı becerileri dersi konulmalı, öğrencilerin gündelik yaşamda karşılaşabileceği ya da var olan beceriler geliştirilmeye çalışılmalı. Örneğin; patates soyma, ayakkabı bağcığını bağlama, portakal soyma, vb. Üst sınıflara doğru bu beceriler kademeli yükseltilmeli, bir programa bindirilmelidir.

U) Sınıf defteri kaldırılmalı, onun yerine internetten aktif bir sistemle derse giriş çıkışları saniyesi saniyesine veren bir sistem geliştirilmeli, okul koridorlarına, bahçesine ve hatta sınıf kapılarına kameralar yerleştirilmeli, milli eğitim bakanlığı an be an bu kameraları takip edebiliyor olması gerekir. Zira, Avrupa’da çok keskin kurallar sayesinde insanlar kuralları delmeye çalışmak yerine o kurallara kendilerini uydurmak zorunda kalmışlardır. Dolayısıyla tolere edilebilir en küçük bir boşluk bırakılmamalı, ciddi bir sistem oluşturulmalıdır.

V) Okul müdürleri, milli eğitim bakanlığına günlük bilgiler vermeli, kayıt yapılan öğrenci, okula gelmeyen öğrenci, kavga çıkaran öğrenci, okula gelmeyen öğretmen ya da personel hakkında bilgiler milli eğitim bakanlığına her akşam bildirilmelidir. Mesela pansiyonlar her akşam emniyete bilgi veriyor; ona benzer bir sistem oluşturulmalıdır.

W) Okul internet platformu oluşturulmalı, veliler öğretmenleriyle öğrencilerinin durumunu sinekonferans sistemiyle görüşebilmelidir.

X) Her öğretmen, aylık öğrenci gelişim raporunu e-okul sistemine girmelidir.

Y) Öğretmenlerin, müdürlerin ya da öğrencilerin milli eğitim bakanlığı bünyesinde oluşturulan bir birime şikayetlerini, taleplerini bildirecekleri bir birim oluşturulmalıdır. Mesela; öğrenci öğretmenden şikayetçiyse anında o birime bildirebilecek, şikayet edilen e-takip sistemi ile takibe uğrayacak, gerekirse soruşturma açılabilecektir.

Z) Hitabeti iyi olan öğretmenler tarafından okulda “seminer grubu” oluşturmalı, velilerin bilgilenmesini sağlamalı. En az ayda bir yapılması planlanan bu seminer velilere “çocuk psikolojisi”, “öğrenmenin genel hatları”, “hayatın anlamsallığı”, “insanlararası doğru ilişki”, “sosyal düzen”, “bir öğrenci nasıl ders çalışmalıdır?”, “etkili konuşma”, “hızlı okuma ve anlama teknikleri” gibi dersler seminer tarzında verilmeli, toplumun normatif dönüştürülmesinde öğretmenler aktif bir şekilde değerlendirilmelidir. Bu aynı zamanda öğretmenlerin de bu istikamette dönüşmesini sağlayacaktır. Biz öğretmenleri haftanın iki günü tatille aslında cezalandırmış oluyoruz; çünkü boş olan, düşünsel bir etkinlikte bulunmazsa ya beyhude uğraşlarla kendini heba edecek, öğrencilerin karşısında manen boş bir insan yani örnek olamayan bir öğretmen profili bulunacaktır ya da başka işlerle zaman kaybeden, devleti eleştirip vatan kurtaran! Öğretmenler olacaktır.