Milli Eğitim Müsteşarı Zararsız, yaşları 60-67 ay arasında olan çocukların ilkokula başlamasının ailenin tercihine bırakılması, 68 aydan büyük olanların ise mutlaka kaydedilmesi üzerinde durulduğunu söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşarı Emin Zararsız, zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran düzenleme kapsamında, çözülmesi gereken çok acil bir, iki konu bulunduğunu belirterek, ”Bunlardan biri mecburi ilköğretime başlama yaşı meselesi. ”60-72 ay çağ grubunda ne kadar öğrenci var, bunu Nüfus Vatandaşlık İşleri ile Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile belirlemeye çalışıyoruz. Bunu bizim bilmemiz ve okullarda şube sayısını buna göre artırmamız gerekiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, kamuoyunda ”4 4 4” olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran 6287 sayılı ”İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u onaylamasıyla Milli Eğitim Bakanlığı çalışmalarını hızlandırdı.
Bakanlık Müsteşarı Emin Zararsız, konuya ilişkin bakanlığın yaptığı çalışmaları AA muhabirine anlatırken, kanunun yürürlük tarihinin dün itibariyle başladığını ancak Bakanlar Kurulu’nun bir eğitim öğretim yılı erteleme yetkisi olduğunu söyledi.
Bu yetkinin kullanıp kullanılmayacağını kestirmenin şimdiden mümkün olmadığını belirten Zararsız, ”Dolayısıyla biz ertelenmeyecekmiş gibi, hemen önümüzdeki eylül ayında başlayacak 2012-2013 öğretim yılında uygulama yürürlüğe girecekmiş gibi her türlü hazırlığımızı yapmak zorundayız” diye konuştu.
Kanunun 30 Mart’ta TBMM’de kabul edilmesinin ertesi gününden itibaren toplantılar yaptıklarını, görev dağılımlarını gerçekleştirdiklerini anlatan Zararsız, her genel müdürlüğün bu görev dağılımı çerçevesinde çalışmalarını yoğun şekilde yürüttüğünü söyledi.
Zararsız, mevzuata, müfredata ve okulların ayrılmasına ilişkin çalışmaların devam ettiğini kaydetti.
-En acil konu, mecburi ilköğretime başlama yaşı-
Çözülmesi gereken çok acil bir, iki konu bulunduğunun altını çizen Zararsız, ”En acil ve en çok da insanların kafasında soru işareti olan konu, yaş meselesi” diye konuştu.
İlköğretime kayıtların 1 Haziran itibariyle başlayacağını belirten Zararsız, kanundaki tanımlamaya göre eylül sonu itibariyle 5 yaşını tamamlayıp, 6 yaşından gün almış kişilerin ilköğretim çağına girdiğine ilişkin bir hüküm bulunduğunu anımsattı.
Bu konunun kanun Meclis’e geldiğinden beri tartışıldığını belirten Zararsız, 60-72 ay meselesinin şu anda kendilerini en çok meşgul eden konu olduğunu ifade etti.
Okullara kayıtların otomatik yapıldığını anımsatan Zararsız, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre o yıl itibariyle kayıt olması gereken bütün çocukların kaydını sistemin yaptığını belirtti.
İlköğretime, 72 aydan büyük olanların her şekilde kayıt olacağını vurgulayan Zararsız, şöyle devam etti:
”Ama 60-72 yaş grubundaki çocuklar için bir hazırlık içerisindeyiz, bu konuda kesin karar verilmedi. Sayın Bakan açıklamalarında da 60-66 ay, 60-67 ay arasında bulunanların velilerin izni ve çocuğun bedensel gelişimine göre kayıt yapılabilmesi gibi bir ihtimale dayalı olarak çalışma yapıldığını söyledi. 67 veya 68 aydan büyük çocukların ise mutlaka kaydının olacağına ilişkin bir açıklama yaptı. Biz de o çerçevede, o çağda ne kadar nüfus var, onun ne kadarı 60-66 veya 67 ay arasında, ne kadarı 67, 68-72 ay arasında onu belirlemeye çalışıyoruz.”
Nüfus Vatandaşlık İşleri ile Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi ile bunu belirlemeye çalıştıklarını anlatan Zararsız, ”Bu şu açıdan önemli, eğer belli bir aşaması velisinin isteğine bırakılıp, belli bir aşaması zorunlu olursa ne kadar öğrenci fazladan gelecek. Bunu bizim bilmemiz gerekiyor. Okullarda şube sayısını buna göre artırmamız gerekiyor. Yok tamamı gelecekse o belli, 1 milyon 250 bin civarında yeni ilave öğrenci gelecek” diye konuştu.
Zararsız, bu konuda genelge hazırlığı içerisinde olduklarını bildirerek, bütün valiliklere, il milli eğitim müdürlüklerine duyuru yapacaklarını kaydetti.
-”5, 6, 7 ve 8. sınıftakiler isterlerse mevcut okullarında kalabilecek”-
İlkokul, ortaokul ve liselerin ayrı ayrı binalarda olacağını belirten Zararsız, şöyle devam etti:
”Kanunda geçici bir maddemiz var, ‘5, 6, 7 ve 8. sınıflarda okuyan öğrenciler mevcut okullarında öğrenimlerini tamamlar’ diye. Bunun ikisini telif edici bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Burada 5, 6, 7 ve 8. sınıfta okuyan öğrenciler isterlerse mevcut okullarında öğrenimlerine devam edebilirler. Ama o fiili olarak devam etmekte olduğu okulun öğrencisi olmaya devam edecek, resmi olarak ise ortaokul öğrencisi olacak. Bu ayırma işini de biz hemen bu sene itibariyle yapmak durumundayız. İşte burada, yoğun bir çalışma gerekiyor.”
İl milli eğitim müdürleriyle yaptığı toplantıyı hatırlatan Zararsız, şunları kaydetti:
”Bazı talimatlar vermiştim. Bütün illerinizde, ilçelerinizde ve köylerinizdeki ilköğretim okullarınızı eğitim bölgelerine göre yeniden bir masaya yatıracaksınız. Mesela aynı mahalledeki ilköğretim okulunun bir tanesini ilkokul olarak, diğerini ortaokul olarak ayıracaksınız. Eğitim bölgesini birazcık genişletip, ilkokul olarak ayırdığınız ilkokula hangi bölgeden çocukların geleceğini, ortaokul olarak ayırdığınız ortaokula hangi bölgeden çocukların geleceğini belirleyeceksiniz demiştim. Çalışmalar neredeyse 20 gündür devam ediyor.”
”Köylerde kapatılan okullar açılacak mı” sorusu üzerine Zararsız, ”O, şartlara göre olacak. Şimdi köylerde kapatılan okullardaki temel kapatma kriteri, yeterli öğrenci olmaması. Bu düzenlemeyle birden bire o köyde yeterli sayıda öğrenci olacak diye bir durum söz konusu değil” dedi.
-”İkili eğitim artacak”-
Zararsız, ilköğretim 1, 2, 3, 4. sınıflarda öğrenci sayısını esas almak ve bu sınıflarda 10 veya altında öğrenci kalmışsa onları taşıma kapsamına almak durumunda olduklarını belirterek, 10’nun üzerinde öğrenci varsa o okuldaki eğitimin devam edeceğini söyledi. Taşıma merkezlerini arttırma imkanının olduğunu ifade eden Zararsız, ”Çünkü artık bu sene 8. sınıf bitiren öğrenci, ‘eğitime ara verdim’ diyemeyecek. Otomatik olarak liseye kayıt olacak” diye konuştu.
Liseye, merkezi sınavla ve sınavla öğrenci almayan okullara yerleşme şeklinde, iki tür kayıt olduğunu anımsatan Zararsız, şunları kaydetti:
”Seviye Belirleme Sınavlarına göre yerleştirme yapıldıktan sonra geriye kalan bütün 8. sınıf öğrencilerin tercihlerini almak durumundayız. Orada ‘ben seni otomatik olarak liseye, meslek lisesine kayıt ediyorum’ diyemeyiz. Dolayısıyla lise 1’lerde bu sene ciddi manada öğrenci artışı meydana gelecek. Geçen sene ilköğretimi bitirip de liseye başlayan öğrenciler toplam öğrenci sayısının yüzde 85’ine ulaşmıştı, yüzde 15 açığımız vardı.”
Zararsız, ”İlkokullarla ortaokulların bina olarak ayrışması meselesi fiziki olarak zor değil mi” sorusunu şöyle yanıtladı:
”Bunun mümkün olduğu yerler de olmadığı yerler de var. Büyükşehirlerde bu biraz daha kolay, aynı mahallede birden fazla ilköğretim okulları var. Ama yerleşim yeri küçüldükçe, birden fazla ilkokul olmayan yerler var. Orada da düşüncemiz şu, ortaokul öğrencileri öğrencileri sabahçı, ilkokul öğrencileri de öğlenci olarak devam edecekler. İkili eğitime geçeceğiz birçok yerde. İkili eğitim birazcık daha artacak.
Önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yatırım bütçemiz ciddi manada artacak, hem ortaokulu hem lise düzeyindeki okul planlamasını yapmak suretiyle bu açığı kapatmaya çalışacağız. 2-3 sene içerisinde bu açık rahat kapatılır. Burada sıkıntı çıkacağını sanmıyorum.”
-”Daha hafif bir müfredat”-
Zararsız, bir taraftan müfredat çalışmalarının da devam ettiğini belirterek, anasınıfıyla birinci sınıf müfredatının harmanlanmasıyla elde edilmiş daha hafif bir müfredatın, birinci sınıflarda uygulanması için çalışıldığını söyledi.
”İlköğretim birinci sınıfta farklı yaş gruplarındaki öğrenciler aynı mı, ayrı mı sınıflarda olacak” sorusu üzerine Zararsız, ”Fiilen ayırmak çok gerekli değil. Ayırmaya engel de yok mecburiyet de yok” yanıtını verdi.
”Bu sene ilkokul birinci sınıflarda, lise birinci sınıflarda şube sayımız artacak” diyen Zararsız, bunun bir sıkışmaya yol açacağını ancak bir kaç yıl içerisinde normal hale dönüşebileceğini söyledi.
Dünya ülkelerindeki haftalık ders saatlerine bakıldığında Türkiye’nin birçok ülkeden daha iyi durumda olduğunu ifade eden Zararsız, ”Lüksemburg birinci sınıfta bir yıl içerisinde bin 8 saat ders yapıyor, Türkiye ise 720 saat ders yapıyor” dedi.
Müfredatın sürekli yenilendiğine işaret eden Zararsız, acil olarak birinci sınıf müfredatının üzerinde çalışılması gerektiğini, bunun için yoğunlaşıldığını kaydetti.
-”Seçmeli dersler lisedeki alanlara göre gruplandırılacak”-
Mevcut seçmeli dersleri de gözden geçirdiklerini anlatan Zararsız, lisedeki alanlara göre seçmeli derslerin gruplandırılacağını söyledi.
Yeni konulan seçmeli dersler ”Kur’an-ı Kerim” ve ”Hz. Peygamberimizin Hayatı” için de müfredat çalışmalarının yapıldığını anlatan Zararsız, ”Bakanlar Kurulu’nun kanunun uygulamasını erteleme yetkisini kullanması, bizim hazır olduğumuz alanlarda uygulamanın başlatılmasına engel değil” diye konuştu.
Kanunun vatandaş tarafından daha iyi anlaşılabilmesi için il ve ilçe görevlilerin gerekli açıklamaları yapabileceğini aktaran Zararsız, bakanlığın ”Alo İletişim Hattı”nın da bu konuda devreye sokulabileceğini söyledi.
-”5. sınıftaki sınıf öğretmenlerini orada kullanacağız”-
”Zorunlu eğitimin 12 yıla çıkmasıyla öğretmen ihtiyacı yaşanacağı” tartışmalarına da yanıt veren Zararsız, kamuoyunda 5. sınıftaki sınıf öğretmenleri üzerinde sıklıkla durulduğunu söyledi.
Zararsız, ”Bu sene ilkokul birinci sınıfa başlayacak öğrenci sayısı çok ciddi artacağından şube sayımız artacak. Biz, 5. sınıftaki sınıf öğretmenlerini orada kullanacağız. Orada bir öğretmen açığı olacak diye bir şey söz konusu olamaz” dedi.
Emin Zararsız, şunları kaydetti:
”Branş öğretmenlerinde bir miktar açığımız olacak. Sınıf öğretmenlerinde herhangi bir sıkıntımız olmayacak. Yeni konulan seçmeli dersler dolayısıyla Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberimizin Hayatı dersleriyle ilgili açık meydana gelecek. Bunların hepsi hemen önümüzdeki yıl kapatılması zorunlu bir açık da değil, mevcut sistem içerisinde norm fazlası öğretmenlerimiz var onların değerlendirilmesi gerekecek. Bazı derslerin örneğin Kur’an-ı Kerim dersi gibi, bu derslere Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersine giren öğretmenlerimiz var, İmam Hatip Liselerinde meslek liselerine giren öğretmenlerimiz var, onların bu dersi verme imkanını kullanacağız.”