Liselerde 33 yıldır “gençleri orduya özlemle bağlamak” amacıyla üniformalı subaylar tarafından verilen Milli Güvenlik Bilgisi dersleri kaldırıldı.
Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ortaöğretimde askerler tarafından verilen Milli Güvenlik dersinin kaldırılacağını söyledi.
Partisinin dünkü TBMM grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, 1979 yılında, Bakanlar Kurulu kararıyla işlerlik kazanan Milli Güvenlik Bilgisi öğretimi Yönetmeliği’nin yürürlükten kaldırıldığını ifade etti.
Erdoğan, Milli Güvenlik dersinde görülen birtakım konuların 2012-2013 eğitim döneminden itibaren, Vatandaşlık Bilgisi ve benzeri derslerde sivil öğretmenler tarafından işleneceğini belirtti.
Avrupa da eleştiriyordu
Erdoğan, Avrupa Birliği İlerleme Raporları’nda da eleştiri unsuru olarak yer alan Milli Güvenlik dersinin kaldırılması hakkında şunları söyledi: “Milli Eğitim müfredatını çağın gereklerine, bilimdeki ilerlemeye, demokrasideki gelişmeye paralel bir seviyeye taşıyoruz. 1979 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe konulan Milli Güvenlik Bilgisi Öğretimi Yönetmeliği’ni artık yürürlükten kaldırıyoruz. Avrupa Birliği ilerleme raporlarında Türkiye’nin eleştirilmesine neden olan, Milli Eğitim şûralarında kaldırılması teklif edilen, özellikle de asker öğretmenler tarafından verilmesi yadırganan bu dersin bir kısım konuları, 2012-2013 yılından itibaren Vatandaşlık Bilgisi ve benzeri derslerin içinde sivil öğretmenler tarafından işlenecektir.”
“Ankara’ya teslim olmadık”
AKP’nin Ankaralılaştığı, halktan uzaklaşıp devletle uzlaştığı yönündeki eleştirilere de cevap veren Erdoğan, “AK Parti iktidarı Ankara’ya teslim olmadı. Ankara’da kalkınmanın, adaletin temsilini gerçekleştirdi” dedi.
İktidara gelmelerinden önce Türkiye’de vuku bulan kötü hadiselerin üzerine gittiklerini, 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlere kurban gidenlerin kemiklerini toprak altından çıkardıklarını, Dersim katliamıyla yüzleştiklerini ifade eden Erdoğan, CHP’ye ağır eleştirilerde bulundu.
“Bugün artık bağımlı yargı yok, milletin yargısı var. 12 Eylül halkoylaması, yargı için milattır. Esasen CHP’nin rahatsızlığı da işte bu yeni süreçtir” ifadelerini kullanan Başbakan, şöyle devam etti: “CHP, on yıllardır biri Anayasa Mahkemesi’nin önünde, diğeri Danıştay’ın önünde iki nöbetçi kulübesi kurdu. Oradan yürütmenin, adaletin elini, kolunu bağladılar, aslında bizim bir bedelli de CHP için çıkarmamız gerekiyor. Yoksa bunların Anayasa Mahkemesi ve Danıştay önündeki nöbetleri bitmeyecek.”
Erdoğan, CHP’nin İmam Hatip Liseleri’nden mezun olanların üniversiteye girmesini kolaylaştıran katsayı düzenlemesini Danıştay’a götürdüğünü anımsattı. CHP’lilere, “İmam Hatiplilerden neden rahatsız oluyorsunuz?” diye soran Başbakan, “CHP’deki zihniyet aynı, değişmiyor. Dersim’deki, 27 Mayıs’taki, 28 Şubat’taki zihniyet neyse, bugün CHP’daki zihniyet o. Niçin bu imam hatipler sizi bu kadar rahatsız ediyor? Bu okullarda okuyan çocuklar bu ülkenin evlatları değil mi? Bu çocuklar, düz lisede ne okuyorsa onları okuyor, onun yanında da dinini ilgilendiren dersleri okuyor” dedi.
“Kapıcı çocuğu okumasın mı”
CHP’nin derdinin dindar bir nesil yetişmesini engellemek olduğunu iddia eden Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Kapıcının çocuğu Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne giriyor, bundan rahatsız oluyorlar. Köylü Ahmet amcanın oğlu Hukuk Fakültesi’ne giriyor, rahatsız oluyorlar. Hakkâri’deki çoban, İstanbul’da kâğıt toplayan yoksul,
Merter’deki işçinin oğlu, Keçiören’deki gecekondulunun çocuğu mimar, mühendis, gazeteci oluyor, CHP bundan rahatsızlık duyuyor.”
CHP’nin Anadolu insanının memleket idaresinde söz sahibi olmasını istemediğini öne süren Erdoğan, “27 Mayıs ve 28 Şubat’ı da bu nedenle yaptılar” diye konuştu. Hrant Dink davası hakkında da konuşan Erdoğan, “Dosya kapanmamıştır; süreç devam etmektedir. İnanıyorum ki temyiz aşamasında vicdanlarını rahatlatacak ve tatmin edecek bir süreç işletilecektir. Yürütme olarak, hükümet olarak üzerimize düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirecek bu olayın tüm boyutlarıyla aydınlatılmasının takipçisi olacağız” ifadelerini kullandı.